Perşembe, Şubat 02, 2012

http://fizy.com/#s/1lu556
İçim yanıyo be. İçim. Kalbimin orta yerinde yangın var sanki. Söndüremiyorum. Her gecen gün daha da alev alıyor. Senin yanında olmadığım her saniye boyunca kalbimi eritiyo. Duygularımı alıp götürüyo benden. İşte o yanan yer var ya hani sol taraf… Cok acıyo be. Bazen söküp atasım geliyor. Yapamıyorum. Seni sevmekten başka hiç bir işi beceremiyorum. İçinde sen geçen cümleler kurmaktan başka ne yapabilir bu kadın? Ben sana dokunamadığı için her geçen gün ölen kadın nasıl olur da seninle konuşan kızları öldürmek istemesin, nasıl? Seni kaybetmekten bu kadar çok korkan kadın nasıl olur da kıskanmasın seni? Paylaşamıyorum seni ben. Anla bunu. Hani içine soluduğun o hava var ya onu bile kıskanırım bilemezsin. Oturduğun minibüs duraklarını,kaldırımda yanından geçen insanları, farkında olmadan sana çarpan birini, dokunduğun kapı kollarını bile kıskanıyorum anlıyo musun? Bu yüzden sevgilim yapma, öldürme beni. Ben güçlü bir kadın değilim ki. Kaldıramam öyle büyük depremleri. Senden çokta birşey istemiyorum aslında. Kalbin yalnızca bana ait olsun o kadar. Evet belki bencillik bu ama senli bir bencillik. İçinde sen olan her şey gibi güzel bu da. Yatağına yatıyosun ya hani arkanı döndüğünde benim gülen yüzümle karşılaş mesela. Eve geldiğinde hoş geldin kocacım diyen sesin sahibi ben olmalıyım. Yemeği beğendin mi diye soracak kadının da. Uyurken nefesini boynumda hissedebileyim ki muylu olayım. Çok şey değil aslında, çocuklarımın babası sen ol sadece. Çok mu oldum sahi ?
Çok oldun deme bana sevgilim. Senli hayaller kurmanın sınırı yok ki, sana olan sevgim gibi sonsuz onlarda… Sana bağırırken bir anda öp beni. Yüzümü avuçlarının arasına al ve akıp giden gözyaşlarımı sil baş parmağınla. Sonra ben o çok sevdiğim boynuna yaslıyım başımı. Huzuruma kavuşayım. Sen benim huzurumsun sevgilim. Sen benim mutluluğumsun.Güneşim ve ayımsın. Aslında güneş ve ayın da bir hikayesi var. Hani ben sana karanlık gecelerimi aydınlattın, günlerime ışık saçtın demiştim ya sevgilim işte bu yüzden hem güneşim hem ayımsın. Bir de en özeli sen benim mavimsin. Düşünebiliyo musun ya? Maviye aşık olan bir kadının mavisi olmak ne demek. Bir düşün hatta gel beraber düşünelim. Şimdi uçsuz bucaksız bir deniz düşün. Elini alnına koyup uzaklara baktığında ufuk çizgisinden başka birşey göreme. O denizin büyüklüğünü düşündükçe derin düşünceler dal ama o denize girmekten kork. Bu hikaye sana tanıdık geliyo mu? Eğer benimle kalırsan sana çok güzel hikayeler anlatırım. Ah ne diyordum evet denizden bahsediyorduk. O sonu olmayan masmavi denizden.Ben sana dalmaktan korkmadım sevgilim. Hep o korkup kaçtığım kaçtığım denizlerden farklı oldun sen. Senin karşında durup düşüncelere dalmadım ben. Seninle yüzmeyi öğrendim, büyümeyi öğrendiğim gibi. İlk aşk adımlarımı seninle attım ben. Bu yüzden mavimsin sen benim. İşte böyle. Şimdi susup senin kokunu arayım yastığımdan.
Unutma seni seviyorum.
Bak susamıyorum. Ben o duygularını kolayca ifade eden kadınlardan değilim sevgilim. Mutsuzluğumu ve kızgınlığımı kolayca anlatabilsem de sana, mutluluğumu anlatamam biliyosun. Ve bazen öyle anlar geliyo ki -işte şuan gibi- ben mutluluğumu yazıyorum ve mutluluğumu yazdıkça daha da mutlu oluyorum.Hayatımda en mutlu olduğum 3 anı sorsalar... Beni ilk öptüğün gün, mutluluğumu yazdığım zamanlar ve çocuğumu kucağıma alacağım gün derim ben. Çünkü böyle. Çünkü seni seviyorum.Aslında seni sevmenin bir nedeni yok ki çünküsü olsun. Bak yine çok konuştum sevgilim...
Nerde bu koku?!
Şimdi gözlerimi kapıyorum ve o kusursuz yüzün geliyor gözlerimin önüne. Canlısın işte karşımdasın. Elimi uzatsam dokunacakmışım gibi... Ama elimi uzatınca boşlukla karşılaştığım günden beri elimi uzatmaktan da korkuyorum. Öyle imkansızı sever gibi uzaktan izliyorum seni. Bak şimdi gülüyosun ve birazdan beni çok sevdiğini söyleyeceksin. Sahi söylersin değil mi?;
Ne de güzel uyuyosundur şimdi kim bilir. Sakalların yastığa değdikçe hafif bir hışırtı çıkarıyodur. Sen hareket ettikçe teninin kokusu hem çarşaflara hem de havaya karışıyodur. Yastığa sarılmışsındır. Ya da yorgana. Rüyanda bizi görüyosundur... Mutluyuzdur....
Sahi mutluluk ne demek?
Evet bu sorunun cevabı sensin sevgilim. Senin yaşadığını bilerek uyanılan sabahlardır bu sorunun cevabı. Kokun ve sesindir.Hatta gülümseyişindir. Dokunuşlarını söylemiyorum bile. Ya kelimelerine ne demeli ? Bazen bir kelime bin dokunuştan daha etkili oluyor. Bu yüzden hem kelimelerinle hemde ellerinle dokun bana sevgilim. Ellerin demişken... Ne de çok seviyorum onları. Ben sana koşarken engellere takılıp düştüğümde beni ayağa kaldıran o eller sevilmez mi ? 
Peki size soruyorum şimdi...
Siz hiç bir adamın elllerine delicesine tutmak istediniz mi ?
Ben istedim.
Çok istedim!

Hiç yorum yok: