Çarşamba, Şubat 01, 2012

Seni ilk sevdiğim anı hatırlıyorum da o üzerinde en sevdiğim kazağın vardı. Şimdi benim olan kazak. O kokuyu duyduğumda sanki biri kalbime bıçak saplıyordu ve ben öylece bakıyordum o kişiye. Canımın acımasına rağmen “dur” diyemiyordum. Seni göreceğim zamanı sabırsızlıkla bekliyordum. Senin geçtiğin yerlere gidiyordum. Ve kokunu içime, taa en derine hapsediyordum. Kelimelerin, mimiklerin ve sesin bir daha silinmemek üzre kazınıyordu kalbime. Kalbimin en derinine…Seni görünce kalbim o kadar güçlü atıyordu ki göğüs kafesimi parçalayıp kucağına düşecek diye korkuyordum bazen. Evet çok korkuyordum.Seni kıskanmaktan, hiç tanımadığım insanlarla paylaşmaktan, kokundan, sesinden… Ve bir günü beni hiç hatırlamamandan korkuyordum. Sana dair attığım her adımda seni zikrediyordu kalbim. Sesin dünyanın en güzel ezgilerini fısıldıyordu bana.
Gözlerin bulutları ve maviyi anlatıyordu sanki.
“Sonradan bilecektim deli gibi sevdiğim adamın mavim olduğunu.”

Hiç yorum yok: