Salı, Kasım 06, 2012

En sevdiğim yerde, seninle anılarımızın olduğu bir masada oturuyorum günlerdir. Elimden düşmeyen, biri bittikçe diğeri yanan sigaram, yalnızlığım, karşımda güzel bir dost, şarkılar, acılarla dolu bir sohbet. Can yakan tonlarca kelime. İtiraflar, gözyaşları ve şarkıya eşlik eden iki yalnız kadın. Gözleri buğulu bakan, terk edilmişliğin acısı hala içinde barınan bir kadın. Diğeri yalnızca mutsuz. Oturuyorlar saatlerce. Sevmekten bahsediyorlar ve yorgunluklardan. Acıların nasıl da hep var olduğunu ve ne olursa olsun aşkın acısının herkesçe farklı yorumlanmasının verdiği sessiz hüznü paylaşıyorlar birlikte. Ve arka fonda bir şarkı çalıyor. “Huysuz ve tatlı kadın.” Birbirine bakıyor iki kadın. Çünkü biliyorlar ki bu şarkı kendilerine ithaf edilen ve geçmişte o adamlarla birlikte kalan melodilerden ibaret.

Hiç yorum yok: